2025 yılı itibarıyla kentsel dönüşüm, gayrimenkul sektörünün en önemli itici güçlerinden biri olmaya devam ediyor. Nüfus artışı, eski yapıların yenilenmesi ve şehrin yeniden tasarlanması gibi unsurlar, 2025 gayrimenkul piyasası açısından büyük fırsatlar yaratıyor. Kentsel dönüşüm projeleri, modern yaşam alanları sunmaları, altyapı çalışmaları ile desteklenmeleri ve sosyal donatılara sahip olmaları sayesinde alıcıların ilgisini çekiyor. Özellikle merkezi lokasyonlarda dönüştürülen binalar, yatırım getirisi bakımından oldukça cazip olabiliyor.
Buna karşın, kentsel dönüşüm süreçlerinde dikkat edilmesi gereken bazı kritik noktalar da var. İlk olarak müteahhit güvenirliği, projelerin sürdürülebilirliği ve teslim süresi açısından belirleyici unsurlar arasında yer alıyor. Her ne kadar yüksek kârlı bölgeler öne çıkıyor olsa da projeyi gerçekleştiren firmanın finansal gücü, geçmiş referansları ve teknik kadrosu mutlaka incelenmeli. Ayrıca kat irtifakı ve mülkiyet düzeni, dönüşüm sonrasında tapu işlemlerini etkilediğinden, projenin başından itibaren hukuki ve teknik açıdan eksiksiz olması büyük önem taşıyor.
Projelendirme sürecinin doğru yönetilmesi de kentsel dönüşümdeki riskleri azaltan faktörler arasında yer alıyor. Bölgede mevcut altyapı kapasitesi, ulaşım ağları ve sosyal alan ihtiyaçları göz önüne alınarak planlama yapılmazsa, projeler beklenen değeri yakalamakta zorlanabiliyor. Çeşitli imar düzenlemeleri veya şehir planlamasındaki olası değişiklikler, projelerin maliyet ve teslim takvimini etkileyebilir. Bu nedenle yatırımcıların, dönüşüm bölgelerinde kapsamlı bir fizibilite çalışması yapması ve bölgesel gelişmeleri yakından takip etmesi gerekiyor.
Sonuç olarak, kentsel dönüşüm projeleri 2025’te de gayrimenkul piyasasının en dinamik alanlarından biri olmayı sürdürecek. Doğru seçilmiş proje ve güvenilir müteahhitle çalışmak, yüksek yatırım getirisi potansiyelini gerçeğe dönüştürebiliyor. Ancak riskleri minimize etmek için projelerin teknik ve hukuki boyutlarını titizlikle değerlendirmek, sadece kâr odaklı yaklaşmamak gerekiyor. İyi yönetilen bir kentsel dönüşüm, şehri daha yaşanabilir kılarken yatırımcıların da kazanmasını sağlayan çift taraflı bir fırsat yaratıyor.